Can’lı Günler

Kalemiyle, diliyle ve dilindeki küfürleriyle lafını esirgemeyen bir üstadı anmak için değil de doğduğu günü hatırlatmak adına toplanan onlarca insan “Can’lı Günler”de bir araya geldi. Alsancak’ın en kıymetli sokağı olan Can Yücel Sokak’ta buluşmayı sağlayan Alavara,  bu yıl 4’üncü kez Can dostlarını ve sevenlerini ağırladı.

Yazı: Ayşe Yılmaz / Fotoğraf: Sinan Kılıç

Kalabalığa ses veren “Şarkı ve Şiir Eşkıyaları” grubu sakin başlayan havayı biraz kırsa da gecenin atmosferi hüzün ve Can Yücel’e özlemle yüklüydü. Şarkılara, türkülere ve şiirlere verilen molanın ardından Yeni Kapı  Tiyatrosu da Can Yücel’in şiirlerinden uyarladığı  bir oyun sergiledi.  KHK ile ihraç edilen akademisyen Nuriye ve Semih’in unutulmadığı etkinlikte  Can Yücel’in ‘ağız bozan’ dizelerine  sık sık yer verildi. Gecenin ilerleyen vakitlerinde Can dostunu anlatan Eşber Yağmurdereli ‘en unutulmazlarım’ dediği  anılarını paylaştı. “Bakın size şimdi en edepsiz olanları anlatmak isterdim ama…” diyerek başladığı konuşmasını, “Can abi gece yarıları beni arardı. Yav Eşber, bilir misin benim aklıma ne geldi? Hani biz devrim yapmak istiyoruz ya!  Bak şimdi devrimi şöyle yapacağız; Şimdi gideceğiz Datça’ya bir yat çalacağız limandan. Sonra uluslararası sulara açılacağız. Türk sularından çıkacağız. Oradan da  Anadolu halkına bir radyo yayını yapacağız. Şimdi şu yeni çıkan serseri radyolar var ya;  57 dakika müzik çalıp 3 dakika haber okuyan… Biz onu şöyle yapacağız. Sen 57 dakika caz çalacaksın ben de saat başı 3 dakika söveceğim. Şöyle iyice söveceğim. Cazı anlamayan bilmeyen bir halk devrim yapamaz. Onun için Anadolu halkına caz öğreteceğiz, söveceğiz sonra da birlikte devrim yapacağız. Tamam mı?”  anısı ile sonlandırdı.

Sezai Sarıoğlu da ‘delilik’ anısı ile geceye katılanların yüzünü gülümsetti. Sarıoğlu, “Lafı uzatmak istemiyorum kısaca anlatmaya çalışırsak yıl 1913… Mahmut Şevket Paşa, sadrazam öldürülür; bunu fırsat bilen ittihatçılar da  vapura,  bir rivayete göre 600, bir rivayete göre 900 kişiyi doldurur ve Sinop’a sürgün gönderir. Vapurda kimler yok ki; yankesiciler, azınlıklar ve deli lakaplı paşalar… Olaylar olur, zaman gelir geçer ve delilerden 3’ü buluşur örgütlenirler;  ‘yaşasın deliler kahrolsun akıllılar’ diye eylem yaparlar. Bu eylem belki de dünyadaki ilk deli  eylemidir.  Neyse hikâye uzun ama bağlayacağım yer şurasıdır; bu kadar akıllılık yeter. Bize biraz delilik lazım. Öyle yaşamak gerek. Hepiniz biliyorsunuz ama hatırlatalım Can Yücel aynı zamanda bizim söyleyemediklerimizi söyleyen bir usta idi. Onun içindir ki biz ustamızı kalemi ve söyledikleri ile yaşatmak istiyoruz.”  paylaşımı ile Can Yücel’e olan özlemi ve sivri dilini hatırlattı.

Can’lı Günler’in mimarı Mehmet Karakurt ise etkinliği anlatmak için uzun uzadıya cümleleri tercih etmedi. Can babanın kızı Güzel’in de desteği ile bu geceyi İzmirliler ile buluşturmaktan keyif aldıklarını belirten Karakurt geceye katılanlara kısa cümlelerle seslendi ve “Can Yücel bugün 91. Yaşına girdi. Bu yıl 4’cüsünü düzenlediğimiz Can’lı Günler etkinliği üstadımızın adını yaşatmak adına yapılabilecek küçük bir etkinlik. Bugün burada olamasa da kızı Güzel’in sizlere selamını iletmek istiyorum.   Biz burada Can Yücel’i seven tanıyan dostlar ile güzel bir gece geçirmek için bir araya geldik.  Üstadı ölüm gününde değil doğduğu günde hatırlamayı tercih ettik. Çünkü biz Can Yücel’i şiirleri ve geride bıraktıkları ile yaşatmak istiyoruz. Hepinizin de bildiği gibi Alavara, sadece dilimize dolanan bir tat değil aynı zamanda Can Yücel’in bizlere bıraktığı büyük bir mirastır. Bizler de Alavara ailesi olarak Can babayı hatırlatmaktan gururluyuz. Seneye daha Can’lı bir günde  buluşmak umuduyla bütün dostlara sevgiler” diye konuştu.