Yukarı Mezopotamya’nın Sesleri
Bir bahar sabahı yüce dağların, bereketli toprakların içinden geçip Mezopotamya’ya vardım. İki nehrin arasındayım. Mozaik kentlerin ve eski kalelerin dibinden güneye doğru süzülen Fırat Nehri geride kalmıştı. Bu topraklardan binlerce yıldır evrene yayılan ritüellerin, yakarışların, şarkıların, ağıtların peşindeydim. Birçok ses yeryüzünden kurtulmuş evrenin sonsuz boşluğunda yayılarak yolculuğuna devam ediyordu ve ben o seslerle dile gelen […]
Devamını Oku