Dharavi: Tezat Kent
Dharavi, Mumbai kentinin içinde başlıbaşına bir kent. 1.2 milyon insan, 60.000 aile burada barınıyor. Bugünkü nüfusun çoğu ikinci nesil. Üst üste yığılmış tenekelerden oluşan evler, açıkta akan lağım, çöp içinde daracık sokaklar. Ancak yeryüzündeki en yüksek ev kiralarına sahip olan kent Mumbai’de iş olanaklarının peşinde çevre illerden bu kente göç edenler için ilk ve tek çözüm gibi gözüküyor.
Yazı ve Fotoğraf: Sema Öğünlü
Dharavi’de aylık kiralar 185 rupi (4 dolar) civarında. Dharavi, düşük kira olanağının yanısıra kentin iki ana bölgesini birbirine bağlayan banliyö trenlerinin kesişme yolu üzerinde olduğu için göç edenlerin ilk durağı. Dharavi’de yerleşim iki ana bölümden oluşuyor: tümüyle konut olarak kullanılan evlerin yer aldığı bölge ile küçük işletme/atölye olarak kullanılan yapıların kümelendiği endüstriyel bölge. Endüstriyel bölgenin yıllık cirosu 650 milyon dolar. Bu küçük çaplı işletmelerde üretilenler küresel pazarlara yani Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’ya ihraç ediliyor. Mumbai’de üretilen çöpün %80’i burada ayrıştırılıyor ve geri dönüştürülüyor. Cirosu bu kadar yüksek olan bu bölgenin koşullarına göz atacak olursak: nüfusun %55’i, Mumbai kentinin yayıldığı arazinin %6’sında yaşıyor. Dharavi’de yaşayanların ancak %24’ünün içilebilir suya erişme imkânı var. 1440 kişiye bir tuvaletin düştüğü bu bölgede Mahim Creek nehri açık hava tuvaleti olarak kullanılıyor ve dolayısıyla bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden oluyor. Veriler Dharavi yakınlarındaki hastanelerde günde 4000 hastalık vakası bildirildiğini gösteriyor. Burada bulunan geri dönüştürme atölyelerinde plastiğin parçalanması sırasında inanılmaz derecede zehirli gaz açığa çıkıyor. Bu nedenle toksik seviye tehlikeli seviyenin 3 kat üstünde. Dharavi’de 5000 işyeri ve 15000 tek gözden oluşan küçük ölçekli atölye var. Buralarda çalışan işçilerin günde 1.25 dolar kazandığı belirtiliyor.
Dharavi’de gündelik yaşam sabah saat 8’den önce başlıyor. Çaycılar çaylarını demlemiş, su ve tuvalet kuyrukları yarılanmış, deri yapım atölyeleri işlemeye ve plastik parçalayan makinaların sesi yeri göğü inletmeye başlamıştır. Kimilerine göre Dharavi çöplük, ancak bu çöplük aynı zamanda ülkenin en yüksek cirosuna sahip bir mikro endüstri alanı. Çünkü yukarıda da belirttiğim gibi bu mikro endüstrinin yıllık cirosu 650 milyon dolar. Dharavi’de yaşayanlar için ise Dharavi bir yaşam tarzı. Orada doğup büyürler, orada okula giderler, orada âşık olup evlenirler ve orada bir iş kurma hayaliyle yaşarlar. Birçoğu da orada ölür. Çünkü zengin olup oradan kurtulma gibi bir hayalleri yoktur genelde. Güneş almayan daracık sokaklara açılan tek gözlü odalarda yaşarlar, güneş almayan tek gözlü atölyelerde çalışırlar ama gözlerinin içi güler yine de Dharavililerin. Çünkü sıradan bir ‘gecekondu’ mahallesi değildir Dharavi . Ülke ekonomisine yılda 650 milyon dolar ciro sağlayan üretken bir küçük ölçekli sanayi bölgesidir aynı zamanda. Bu nedenle gururludur Dharavi sakinleri. 1440 kişiye bir tuvalet düşer belki ama birçok evde LCD TV ve klima görebilirsiniz. Ancak Mumbai’dan bir Shangai üretmeyi düşleyenler için Dharavi bir altın madeni kadar kıymetli. Aşkta, savaşta ve rantta her şey mubah çünkü.
1970’lerden beri Dharavi’yi iyileştirme amacıyla hazırlanan projelerin hiçbiri sürdürülebilir, insan odaklı bir çözüm önerisinde bulunamamış. Şimdiye dek yapılan öneriler daha çok bir megakentin göbeğinde yer alan ve betonsever para babaları için altın madeni değerinde olan bu arazinin ele geçirilmesi ve bu ‘tenekeli mahalle’nin gökdelenlerle donatılması doğrultusunda. Çevreyi ve insan faktörünü göz önünde bulunduran kent planlamacıları ise Dharavi’nin tümüyle yıkılıp arazinin gökdelenlerle kuşatılmasına karşı. Dharavi’nin ekonomik girişimleri, burada yaşayanların aile yapıları ve ihtiyaçları hesaba katılmadan yapılan düzenlemelerin sakıncalı olacağını ileri sürüyorlar. Dharavi’nin tümüyle yıkılıp yeni baştan planlanması yerine, kendine özgü özelliklerinin muhafaza edilerek, alt yapı ve yaşam koşullarının iyileştirilmesinden yana çözümler öneriyorlar. Giriş katlarının atölye, küçük ölçekli girişimler için planlanıldığı, küçük boyutta 2-3 katlı konutlar ve iyileştirilmiş altyapı ile sorunun çözüleceği bildiriliyor. Ancak böylece Dharavi halkının mağdur olmadan yaşamlarına devam edebilecekleri ve ülke gelirinin sekteye uğramayacağını belirtiliyor.