Erivan; Pembe Şehir
Erivan’ın, bugün merkez ilçesi olan Erubini ismiyle İÖ 8. yüzyılda kurulduğu düşünülüyor. Günümüz Erivan’ının temelleri ise 20. yüzyılın başında atıldı. Çarlık Rusya’sının yıkılmasının ardından kurulan Kafkasya Federasyonu uzun ömürlü olmayınca Ermenistan, 1918 yılında bağımsızlığını ilan etti.
Yazı: Gökçe Aytulu / Fotoğraf: Umut Kaçar
Soğuk. Havaalanından dışarıya adım attığımda ilk hissettiğim bu. Sabaha karşı çay içerek ısınmaya çalışan taksicilere, yakınlarını bekleyen insanlara, küçük bir ücret karşılığı bavulumu taşımayı teklif edenlere baktığımda kendimi Anadolu’nun herhangi bir yerindeymişim gibi hissediyorum. Çevremdeki simalar o denli tanıdık. Beni getiren uçağın Erivan’a indiğini ispatlayan tek şey etrafımdakilerin Ermenice konuşuyor olması. Tabii Sovyetler Birliği döneminde kalmış gibi görünen pasaport polisini saymazsak.
Lüks havaalanı binasıyla tezat görünümdeki haki yeşil üniformalı polisler, günümüz Ermenistan’ının geniş açılı bir fotoğrafı sayılabilir. Bir yanda 20 yıl önce geride bırakılan rejimin hâlâ terk edilemeyen özellikleri, öte yanda aniden değişen sistemle ortaya çıkan sosyal ve ekonomik farklılıklar Erivan’ın en çok göze batan yanı. Etraftaki yüzler tanıdık olsa da gecenin bir vaktinde nasıl bir coğrafyada olduğunuzu anlamak pek kolay değil. Erivan’ın neden bazılarınca “pembe şehir” diye adlandırıldığını anlamak için gün ışığını beklemek gerek.
Kafamdaki sorunun cevabını Erivan’ın merkezi sayılan Cumhuriyet Meydanı’nda alıyorum. Bakanlıkların bulunduğu bu meydana hâkim olan binalar pembe tüf taşından yapılmış. Meydanın ve binaların mimarı, şehre kimliğini kazandıran Aleksandr Tumanyan. Tumanyan’ın 90 yıl önce Sovyetler Birliği döneminde imzasını attığı şehir mimarisi bugün Erivan’ın omurgasını oluşturuyor. Ancak şehrin tarihi çok daha eski zamanlara uzanmakta. Erivan’ın, bugün merkez ilçesi olan Erubini ismiyle İÖ 8. yüzyılda kurulduğu düşünülüyor. Günümüz Erivan’ının temelleri ise 20. yüzyılın başında atıldı. Çarlık Rusya’sının yıkılmasının ardından kurulan Kafkasya Federasyonu uzun ömürlü olmayınca Ermenistan, 1918 yılında bağımsızlığını ilan etti. O zamanlar nüfusu sadece 30 binlerdeki Erivan da başkent oldu. Şehrin gelişim süreci de bu tarihte başladı; 1920’de Sovyetler Birliği’ne bağlanan Erivan, 1923 yılında Sovyetik sistemin planlı mühendisliğiyle dönemin en yetenekli mimarlarından Tumanyan sayesinde tanıştı. Sovyet dönemi, kentin bugünkü siluetine iki büyük damga vurdu. İlki Tumanyan’ın şehre “pembe” sıfatını kazandıran neoklasik şaheserleri. Diğeri ise soğuk savaş döneminin yıkık dökük mirası toplu konutlar. Erivan’ın merkezindeki mimari güzellik, şehrin kenar mahallelerine gidildikçe yerini, pencerelerinden uydu antenleri fırlayan eski yapılara bırakıyor.