Deniz Tavşanları


“Nudibranchlar” nam-ı diğer “deniz tavşanları” Gastropoda sınıfındaki salyangoz ve sümüklü böceklerle birlikte gruplandırılmışlardır. Aynı grupta yer almalarına rağmen salyangozlar gibi belirgin bir kabukları yoktur. Nudibranch, ‘nudus’ ve ‘branchia’ köklerinin birleşimiyle türetilmiştir ve çıplak solungaç anlamına gelir.
Yazı ve Fotoğraf: Yağmur Battal
Deniz tavşanlarının arkasındaki küçük çiçeğe benzer çıkıntılar, çıplak solungaçlardır. Bazı türlerde ise sırtlarında bulunan ‘cerata’ adı verilen uzantılar tam olarak solungaç olmamakla birlikte oksijen emmelerine yardımcı olur. Avlarını tanımlamak için, kafalarının üstünde yer alan, Rinophor adı verilen, oldukça hassas iki dokunaçları vardır. Belki de dilimizde deniz tavşanı olarak anılmalarının nedeni bu dokunaçlardır. Bu dokunaçlar ve solungaçlar tehlike algılandığında hemen dokuları üzerinde bulunan bir cebe saklanırlar. Sümüklü böcek dendiğinde eğer özel olarak ilgi duymuyorsak güzel bir canlı gelmez aklımıza. Su altında yaşayan sümüklü böcekler bu ezberimizi bozar, karadaki akrabalarına göre oldukça şanslıdırlar. Parlak renkler, inanılmaz desenleriyle sualtı severlerin aklını başından alırlar. Bu canlıları suyun altında görmek çok kolay bir iş değildir. Çünkü boyutları 0.5 cm’den 25 cm’ye kadar değişebilir. Bizim denizlerimizde yaşayan türler nispeten küçük olanlardır. Deniz tavşanları tüm denizlerde yaşarlar. Oldukça kalabalık bir ailedirler. 2000’den fazla tür tespit edilmiştir ve her geçen gün keşfedilmeye devam edilmektedir.
Doğanın bir ironisi olmalı diye düşünüyorum, deniz tavşanları siyah beyaz görürler. Diğer canlıların aksine; o kadar süs püs, o göz alıcı renkler, desenler eş bulmak ve kendi türünü etkilemek için değildir. Deniz tavşanları renklerini, yediklerinden alırlar. Bu renkleri de avcı gözlerinden saklanmak, kamufle olmak ya da “ben zehirliyim yerseniz zehirlenirsiniz” mesajı vermek için kullanabilirler. Ayrıca deniz tavşanları seçici yiyicilerdir. Her bir türün yediği yiyecek farklıdır. Birbirlerini yedikleri de vakidir. İnsan güzelliklerine yamyamlığı yakıştıramıyor değil mi? Deniz tavşanları, karada yaşayan kuzenleri gibi, ayak adı verilen düz, geniş bir kas üzerinde hareket eder. Çoğu deniz tabanında bulunurken, bazıları kaslarını esneterek su sütununda kısa mesafelerde yüzebilir. Bazıları baş aşağı bile yüzebilir.
Ursula K. Le Guin’in kitaplarından fırlamış karakterlere benzeyen bu canlıların bir başka enteresan özelliği de hermafrodit olmalarıdır. Dişi ve erkek üreme organlarını aynı anda taşırlar. Uygun bir eş bulduklarında canları hangi cinsiyette davranmak isterse onu seçerler. Çok fazla ve hızlı hareket edemediklerinden bu durum türlerinin devamlılığı için oldukça yararlıdır. Çoğunlukla kendi başlarına kalan, spiral şeklinde veya hidroidlere sarılmış yumurta yığınlarını bırakır. Ne yazık ki bu güzel canlılar çok uzun yaşamıyor; yaşam süreleri birkaç haftadan bir yıla kadar değişebiliyor. Küresel nudibranch popülasyonu şu anda değerlendirilemiyor. Dünyamızı tehdit eden küresel ısınma sonucu ile ilgili olarak gelişen su kirliliği, bozulma, habitat kaybı ve biyolojik çeşitliliğin azalması gibi nedenler bu canlılarında yaşamlarını zorlaştırıyor.