Gezi Parkı; Gözün İsyanı

Fotoğraflar: Sinan Çakmak

Eylemler Gezi Parkı’ndan sökülen “üç beş ağaç” ile başlamıştı. 31 Mayıs’tan itibaren ezber bozan bir topyekûn direnişe dönüşen “yaşam örgütlenmesi”, kısır siyasal çekişmelere karşı toplumun en büyük ve en önemli itirazıydı. Siyasetçiler, bilim insanları ve düşünenler için Gezi, “geriye dönüp milim milim okunması gereken” bir hareket olarak tarihteki yerini aldı. Gezi’deki toplumsal talepler maddi çıkarların ötesinde, çevre duyarlığı veya farklı kimliklerin tanınması gibi hak taleplerini içeriyordu. Özellikle son yıllarda kadınların bedenlerine sahip olma hakları sorgulanmış, içki içilmesi kısıtlanmış, LGBT hakları hiçe sayılmış, HES’ler, nükleer santral girişimleri, rant kaygısı ile yapılan ihaleler çevreyi tahribata uğratmış, heykeller, tiyatro ve sinema salonları yıkılmış ve genel olarak devlete eleştiri getirebilecek odaklar zayıflatılmaya çalışılmıştı. Gezi mitinglerinin amacı hükümeti devirmek, belli bir ideoloji doğrultusunda devrim yapmak, veya güdülen ideolojiyi hakim kılmak değil, farklılıklara ve farklı hayat tarzlarına saygı duyulmasına ilişkin talepleri dile getirmekti. Dayanışma yalnızca yatay biçimde farklı gruplar arasında değil, dikey biçimde nesiller arasında da gerçekleşmişti.