Rıfat Ilgaz’ın Karadeniz’i

7 Temmuz 1993’te aramızdan ayrıldı Rıfat Ilgaz. Edebiyatın hiçbir zaman eğilmeyen çınarıydı. Karadeniz’in yeşil kıyılarında kök salıp uzadı gövdesi. Fırtınada sığınacak koy arayan yük teknelerini, dalgalardan kurtulmaya çalışan kaçakçı sandallarını, sırtları küfeli kadınları, ağaya başkaldıran delikanlıları anlattı Karadeniz’de geçen romanlarında.

Yazı: Mehmet Sait Taşkıran/Fotoğraf: Sinan Çakmak

Karadeniz’in batı kıyıcığında cana yakın bir memleket vardır; “yemyeşil, masmavi bir masal ülkesi” derler bilenler. Orada öyle bir çınar ağacı filizlenip boy vermiştir ki, bir ucu Küre Dağları’nı, diğer ucu Karadeniz’i alabildiğine sarıp sarmalamıştır. Bu da yetmemiş kitapların dünyasına ulaşmıştır. Edebiyatımızın “Koca Çınarı Rıfat Ilgaz”, derler adına. Memleketi de Cide’dir; duvarları deniz kokan ahşap bir evde doğmuştur. Doğumunun 100. yılında romanlarında anlattığı bu şirin memlekete düşüyor yolum. Belleğimde, okuduğum kitapları, kahramanları ve olayları…

İlk yolculuğum Rıfat Ilgaz Sarı Yazma Kültür ve Sanat Festivali’ne denk geliyor. Sessiz sakin, kendi halinde bir yer olan Cide yaz mevsiminde yuvaya dönen gurbetçileri ve festival etkinlikleriyle bayram havasına dönmüş. Arada bir Cide’yi saran Küre Dağları’nın kıvrımlarına, önümde duran Karadeniz’e dalıp gidiyorum. Hayalimde, denizin ortasında fırtınadan kaçıp kendine küçük de olsa sığınacak bir koy arayan yük tekneleri, kayalık da olsa denizden kaçmaya çalışan kaçakçı sandalları, denizi döven yıldız karayel, Küre Dağları’ndaki köylerinden çarşıya, mahalleye, pazara inen sırtlarında küfeleri, sarı yazmalı, kırmızı paçalıklı kadınlar, genç kızlar, üç kuruş için ağaya güçlüye boyun eğmenin karşısında dik duran onurlu delikanlılar canlanıyor.

Her yazarın çocukluğunda onu yazarlığa sürükleyen izlenimleri olmuştur. Cide limanında babasının Düyûn-ı Umûmiye Kolcusu olduğu zamanlarda işlettiği tuz mağazasına gelip giderken tanık olduğu insanlar arasında geçmiştir Rıfat Ilgaz’ın çocukluğu. Birinci Dünya Savaşı yıllarıdır. O zamanlar liman ne gezer Cide’de. Liman diye bilinen Köpek Burnu’nun korunaklı tarafıdır. Romanlarında sıkça bahseder bu kıyıdan. Denizi dikine kesen Köpek Burnu’na doğru yürürken hâlâ ayakta olan ama şimdi belediyenin bakım yeri haline gelmiş tuz mağazası sağımda duruyor. Anlatıldığı gibi dik yamacı dolduran ağaçların arasında kıyıya yakın yerde. Köpek Burnu eski tasvirinden az da olsa değişmiş. Başka yapılar, evler yamacı saran ağaçların arasında bitivermiş.