Afganistan – Küçüksu Arası

Afganistan’da 1978 Sevr Devrimi’yle baş gösteren altüstlük, Sovyet ve Amerikan işgallerinin ardında bıraktığı terör ortamıyla iyiden iyiye içinden çıkılmaz, sancılı bir hal almış ve son 35 yılda büyük bir göç dalgasına neden olmuştur. Afgan topraklarında hayatta kalmak gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Bununla beraber yıllar içinde Afgan mültecilere tanınan haklar ve imtiyazlar geri alınmaya başlanmış ve günümüzde artık neredeyse “istenmeyen insan” statüsüne getirilmişlerdir.

Yazı, Fotoğraf ve Video: İhsan Gülcan

Afganistan’da süregelen terör ortamının sorumluları Afganistanlıları yüzüstü bırakmış, kaderlerini tayin etme imkânlarını ellerinden almış ve başka ülkelere geçişlerini neredeyse imkânsız hale getirmiştir. Bu durum, insan kaçakçılarının da devreye girmesiyle, insanların Afganistan’dan kaçmak için çok tehlikeli ve zor şartlar altında yollara düşmesine neden olmuştur.

Uzun zamandır Afgan mültecilere kapılarını açmış olan Türkiye Cumhuriyeti 2013 yılı itibariyle Avrupa Birliği uyum yasaları gereğince, kendisine sınırı olmayan ülkelerden gelen mültecilere ikamet ve çalışma izni verilmesi haklarını kaldıran bir yasa çıkarmıştır. Bununla birlikte BMMYK (Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği) Türkiye Ofisi, son yıllarda Afgan sığınmacılara karşı birçok ayrımcı politika uygulamış, sığınma taleplerini reddetmiş ve mülakatlarını iptal etmiştir. Bu ve benzeri durumlar, Afganistanlıları uluslararası platformda da yapayalnız bırakmıştır.

Şimdilerde, Beykoz Küçüksu’daki Yeni Mahalle, bu şartlar altında hayata tutunmaya çalışan yaklaşık 6.000 Afgan mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Daha önceki yıllarda gelip ikamet izni almış ve kendi işini kurmuş az sayıda aile dışında bu insanların büyük bölümü, Küçüksu amele pazarında iş bulma umuduyla bölgeye yerleşen, 15-50 yaş arası erkeklerden oluşmaktadır. 60 ila 90 TL arasında değişen günlük yevmiyeler karşılığında ne iş olursa yapmaya hazır onlarca mülteci, sabahın ilk saatleriyle birlikte Küçüksu amele pazarında beklemeye başlamaktadır. Buna karşılık, sığınmacı sayısının hızla artması nedeniyle iş bulma ihtimalleri de her geçen gün azalmaktadır. Öyle ki mültecilerin bazıları ayda sadece 3-4 gün çalışabilmektedir. Bazen bahçe ve inşaat işleri, bazen hamallık yaparak para kazanmaya çalışanların çoğu, kendi ihtiyaçlarını asgari düzeyde gidererek tasarruf etmeye ve böylece Afganistan’daki ailelerine para göndermeye çalışmaktadır. Bir kısmı ise Türkiye’de bir geleceklerinin olmadığını düşünmekte ve Avrupa’ya kaçak geçiş için para biriktirmektedir.

Yeni Mahalle’de normalde 400 TL ila 600 TL olan ev kiraları, artan mülteci nüfusu ile 1000 TL ve üzerine çıkmış, bu artış nedeniyle mülteciler, iki oda bir salonlu ve son derece kötü durumdaki evlerde 15 kişi birlikte yaşamak zorunda kalmaya başlamıştır. Kalabalık ev ortamları; su, elektrik, doğalgaz gibi temel ihtiyaçların tüketimini arttırmış ve oldukça ağır bir fatura yükünü de beraberinde getirmiştir. Şartların giderek ağırlaşması, burada yaşayan Afgan mültecileri her geçen gün daha da fakirleştirmekte ve Türkiye’yi, başka bir ülkeye gidecek parası olmayanlar için bir kapan haline getirmektedir.